Uyuyordun...
Gecenin karanlığına aldanmıştı gözlerin.
Parmak uçlarımda daldım odana,
Elimdeki mumu yerleştirdim çalışma masana,
Ve ateşe verdim fitili...
Loş bir ışıkta dans ederken karanlık,
Usulca serdim elimdeki kağıtları yere,
Ve iki kalem ile sigarayı koydum yanlarına,
Şimdi fark ettim sigaramız bile aynıydı...
Gülümsedim...
Uyuyordun...
Saatin durduğu düş diyarında,
Kıpırdanıyordu göz kapakların...
Bilgisayar masanın yanındaki duvarda duran,
Araba çalışmalı tablonun dibine serildim...
Mum ışığının aydınlattığı uykunu izliyordum
Ne görüyordun sevgilim?
Uyuyordum...
Uyuduğunu sanıyordu benliğim,
Gecenin zamansız diyarında
Mum ışığı saldırmış kendi odama açtım gözlerimi
Sen gelmiştin...
Kaç zamandır oradaydın diye geçirdim içimden...
Hemen kalkıp sana koşmak istedim,
Bilgisayar masamın sağ tarafındaki,
Duvarın dibinde oturmuş dikkatlice bana bakıyordun
Oturuyordun...
Sisli gözlerindeki o hafif çiğ damlasını gördüm
Gözlerin sabit yatağıma bakıyordu
Usulca sigaraya uzandın ve
Yüzün ateşin kızıllığında aydınlandı
"Sen mi geldin sevgilim?" diye sordun bana
"Evet sevgilim" dedim ve yanaştım yanına
Gelmiştin...
Onca gün, gecenin karanlığına mahkum,
Senin sıcaklığına hasret,
Dokunmana muhtaç,
Yaşıyordum bu köşede...
Gözlerimin içinden yüreğime akıyordu
Yüreğin...
Gelmiştin...
"Bak" dedim kolumdaki saati göstererek
"Zamanın bildiğimiz dünyada tükendiği
Düşler diyarında sonunda buluştuk..."
Anlamadığını anlamıştım
Saatin saniye ibresi donup kalmıştı,
Olduğu yerde...
Ne ileri gidiyordu, ne de geri...
Gelmiştin...
Sigaranın fırtlarını paylaşmaya başlamışken,
Köşede kenarda sakladığım bira şişesini çıkarttım,
Bir yudum almıştım oysa ki...
Hemen çattın kaşlarını,
"İçme şu mereti!" diye çıkıştın bana
Sigaranın izmaritini şişenin içine atmanla
Asıldı suratım...
"Ya ne yapayım?" diye didişmeye kalkıştım
Ciddi ve aksi bakışlarında muziplik vardı
"Aşk iç sevgilim" dedin
Haklıydın..
İçiyordum....
Kana kana,
Doyamıyordum,
Kulaklarımızın ardında bir melodi,
Önce duraksadık,
Sonra süzüldü yaşlarımız...
Aniden doğdu güneş...
Ve biz eridik,
Yere serilmiş kağıtlarımızın üstünde...
Şarkı devam ediyordu,
"Bana yalan söylediler" diyordu
Gerisi sevgilim
Eridik...