Sayfalar

Translate

12 Ocak 2013 Cumartesi

Hayal...



Kız kendine yabancı ama kalbindekine tanıdık bir şehrin rastgele bir sokağındaki bir kafeye oturmuştu.
Karşısında bir arkadaşı onu izliyor ve onun arayışına eşlik etmeye çalışıyordu.
Kız gözlerini ileriye dikmiş boşluğa bakıyordu.
Arkadaşı ise sessizce onu izliyordu.
Adam, kendine tanıdık ama kalbindekine yabancı şehrin sokaklarında avare avare geziyordu. bakışları çaresizce sevdiğini arıyordu. soğuktan üşümüş yalnız ellerini cebine iliştirirken gözü kafedeki kıza takıldı. gözleri gözlerinin içinden geçip gidiyordu. " gözlerime bakıyor ama sanki içindeki boşlukta sürükleniyor gibi" diye düşündü. sonra yanındaki adamı gördüğünde vücudu buz kesmişti. "Unutmuş olmalı" sözcükler dökülüvermişti dudaklarından... güç adımlarla kıza doğru yaklaştı adam görüşünün dışında yakından onu izliyor ve dinliyordu.
Kız bir anda oturduğu yerden kalkıp kaldırımın kenarına attı kendini. dizlerini kendine çekti ve ağlamaya başladı.
- “Onu bulamayacağım.” dedi kız.
- “Sabırlı olmalısın.” dedi arkadaşı.
- “Belkide gerçek olmayacak kadar hayaldi.” dedi iç çekerek.
- “Yine de şanslısın.”
- “Neden?”
- “Ben gerçeğine bile bağlanamıyorken sen bir hayale aşık oldun. öyle ki ben bu hayali , hayal bile edemiyorum.”
- “Öylesine gerçekti ki. hala sıcaklığını hissediyor, kokusunu duyuyorum.”
- “Belki de şu anda seni izliyordur.”
- “Belki de...” dedi kız ve hıçkırıklarına devam etti.

Hiç yorum yok: