Sayfalar

Translate

12 Ocak 2013 Cumartesi

Kim bilir?



Evet Kim bilir? Bugünlerde yanımda gezdirdiğim tek dostum bu iki kelime. Çünkü benden sonra ne yaptığına dair en ufak bir fikrim bile yok. Senin beni bilmene gerek yok zira ben yine kalabalıklar içinde yalnızım. Daha dün gibi derler ya aynen öyle, daha dün gibi "Ne olursa olsun dostluğumuz kalıcı olsun." yazdığını hatırlıyorum. Sonra seni öylece, hiç haber vermeden bırakıp gittiğimi hatırlıyorum. Böyle bir şeyi neden yaptığımı hala bilmiyorum ama yaptım işte. Biliyor musun bilmiyorum seni tanımadan çok çok önce şehrinin sokaklarında yürüdüm. Ben, herzaman yeni bir şehre giderken heyecanlanmışımdır. Otobüsün içinde dakikaları saydığımı hatırlıyorum. Kim bilir kaç defa "Daha ne kaldı acaba?" diye sorduğumu biliyorum. Otobüs yavaşça yanaştığında ise ben daha çok heyecanlanmıştım. Sanki ben inmeden yeniden kalkacakmış gibi ayağımın dibindeki sırt çantamı atıverdim sırtıma. Tabi hemen inebilmek için orta kapının karşısındaki koltuğu almıştım. Kapı açılır açılmaz herkesi bir kenara ittirip attım kendimi dışarıya. Bir kaç saatim şehrini keşfetmekle geçti. Nereye baksam donuk bezgin insanlar görüyordum. Sanki kafamı çevirdiğim heryere doluşuyor gibiydiler. Sevgililer el ele ama yanındakilere yabancı öylece yürüyorlardı. Çok geçmeden hayal kırıklığına uğramıştım. Sonraki bir kaç gün öylece gezdim sokaklarında şehrinin. Bir kitapçı bulup attım kendimi içeriye. Orada bile varlığını çokça zaman unuttuğumuz gölge gibi hissettim kendimi. Yıllar sonra seni tanıdığımda o şehri sana hiç yakıştıradım. Bunu sana hiç söylemedim tabi. Ama bilseydim seni tanıyacağımı mıh gibi aklımda tutardım sokaklarını. Daha bi incelerdim her karışını. Neden diye sormana bile gerek yok. Puslu, yarısı silik hafızamın yollarında seni hayal etmek oldukça zor  oluyor çünkü. Şimdilerde merak ediyorum acaba yalnızmısındır okuyamadığın sayfalarda. Bunu her düşündüğümde bir parça gülümserim. "Ben kitap okumayı seviyorum ama sayfaları çevirmek pek hoşuma gitmiyor." dediğini hatırlıyorum. Sonra sana verdiğim söz geliyor aklıma... Merak etme hala ısrarla tutuyorum her ikisini de. Gerçi birini tutmak biraz zor oluyor ama deniyorum işte. Eskiye nazan daha az gidiyorum kitapçıya ama her gittiğimde o kitap çıkıyor karşıma. Elime alıp acaba okumuş musundur tutmuş musundur sözünü diye merak edip yerine koyuyorum kitabı. Merak etme hala almadım o kitabı ve almayacağımda. Bana gittim diye kızıyor musun bilmem ama kızma, biraz da olsa senin de payın var. Binlerce cevapsız sorunun sonunda hiç acımadan sallandırdın beni. Sana ne dediler de beni böyle infaz ettin bilmiyorum. Şimdi beynimin içine eni konu yerleşip etrafa soru işaretinin noktalarını saçan iki kelimeye bakıyorum. Ben de uzanıyorum yanına... Ben soruyorum, O "kim bilir?" diyor. "Ben bilmiyorum" diyorum. Belkide binlerce kez yaşadım bu manzarayı."Hala dost muyuz sence?" diye soruyorum. Cevap hala kim bilir? Aklımda yine sen ve yine ben merak ediyorum. Saat geç oldu ama, belki ışıklarını bile hatırlamadığım o sokakların birinde sen şimdi yürüyorsun. Ben yine aynı ben, gecenin bu soğuk karanlığında sıcacık yatağımdan kaldırdım kendimi, sana bunu yazıyorum. Aklına takıldıysa hala sigara içiyorum. Evet bir ara bırakır gibi olmuştum. İçemiyordum biliyorsun ama o zaman sen vardın ihtiyacım yoktu ama şimdi sen yoksun ve benim nefes almak kadar ihtiyacım var. Uyku iyice esir alırken bedenimi yine aklımda senin sözlerin var"Belki bir gün karşılaşırız" 
Kim bilir Sevgilim Kim bilir?

Hiç yorum yok: